60 milyon yıl önce Hasandağı, Güllüdağ ve Erciyes’in püskürttüğü lavların katılaşmasından sonra iklimsel etkenlerle oluşan milli park alanıdır. İnsan yerleşimi Paleolitik Çağ’a tarihlenir. Hititler, Bizans ve özellikle Roma döneminde Hıristiyanlar için büyük önem taşıyan bir merkezdir. Daha sonra Selçuklu ve Osmanlı hakimiyetinde olan topraklar, bugün ülkemizin en başta gelen turizm merkezlerinden biri olmuştur. Ayrıca Unesco Dünya Miras Listesi’nde de yer alır.
9. yüzyıl yapısı olan kiliseler İkonoklastik dönem öncesine ait. Ancak kayaların yuvarlanma tehlikesi sebebiyle, 1953’de bölgenin boşaltılmasına kadar, burada Türkler yaşamış. İlk vadinin sol tarafında, kiliseden dönüştürülmüş bir cami bulunuyor. Vadinin yukarı ve aşağı bölümlerinde nadiren haçların ve fresklerin görüldüğü sayısız pek çok küçük kiliseye rastlanıyor. Zelve’de nadir görülen resimler, üçüncü vadinin sol yamacındaki kiliselerde mevcut. Duvarlarında kırmızı ve yeşil asmalar olan Üzümlü Kilise ve Balıklı Kilise, İkonoklastik dönemin tipik örnekleri. Ürgüp-Avanos yolu üzerinde, Zelve’ye 2 kilometrelik bir sapak yer alıyor. Yol, Zelve Açık Hava Müzesi’nde son buluyor. Müzeyi 08:00- 17:00 saatleri arasında gezebilirsiniz.
Kızılırmak’ın iki kenarına kurulan yerleşim yeri, Hitit, Frig, Asur, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı izlerini taşır. Avanos’u gezmek tek başına bir gününüzü alabilir.
Devrent ve Kızılçukur olarak isimlendirilmiş iki uç arasında kalan U şeklindeki vadi, Perili Vadi ya da Hayal Vadisi olarak da bilinir. Deve ve Meryem Ana peri bacaları gibi, peri bacalarının şekilleri kimi zaman insan kimi zaman da hayvan figürlerine benzer. Arada kalan kısım ise Paşabağı ve Zelve olarak adlandırılır.
Rahiplerin inziva yeri olarak kullanılan Paşabağ Rahipler Vadisi, şapkalı peri bacaları örneklerinin görülebileceği bir yer. Vadinin ortasındaki üç başlı peri bacasında Aziz Simeon’a adanan bir şapel, karşısında da bir manastır yer alıyor. Aziz Simon’un 15 yıl inzivada kaldığına inanılan şapel, yolun sağında, vadinin 200 metre içinde yer alıyor. Hediyelik eşya satın almak isterseniz de etrafta birçok dükkan mevcut.
Göreme ile arasında 2 km mesafe olan köy, bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Burada 5. yüzyıla tarihlenen Vaftizci Yahya Kilisesi bulunmakta. Köy sınırı 12 Kilise’nin başlangıç noktası kabul ediliyor. Hıristiyan toplulukların ve keşişlerin yaşadığı köy, tarihsel miras değeri taşımakta.
2. yüzyıl yapısı olan Dereyamanlı Kilisesi, Kapadokya bölgesinin en önemli kiliselerinden biri. Avanos Belediyesi ile Vatikan’dan gelen temsilcilerin bir törenle ibadete açtığı kilise, Hristiyanların ve bölgeye gelen dini grupların hizmetine sunulmuş. Katolik âleminin ruhani lideri Papa II. Jean Paul’ün de Dereyamanlı Kilisesi’ne gelmek istediği biliniyor. Meryem Ana Kilisesi olarak da bilinen kilisede Meryem Ana ve Hz. İsa’nın freskleri bulunuyor.
Yapımına 6. ve 7. yüzyılda başlanmış ve 9. ve 10. yüzyıllarda ilave edilen apsisiyle tamamlanmış bir yapı. İkonoklastik döneme ait olduğu bilinen yapıdaki haç sembolünün Kudüs’teki kutsal haçı temsil ettiği düşünülüyor.
MS. 6. Yüzyıla ait olduğu düşünülen ve büyük bölümü tahrip olan yapının, atların bağlandığı yem takaları ve yan tarafta cezaevi denilen karanlık bir odası gezilebilir durumda. Manastıra bir tepenin dereye bakan cephesinden giriliyor.
Volkanik tabakalarının yoğun olduğu oldukça geniş bir alanı kaplayan şehrin MÖ. 400 yıllarında yapıldığı düşünülüyor ve dört katlı olan şehirde haberleşmeyi sağlayacak dar ve uzun delikler bulunuyor. Odaların girişleri kapatıldığında ise, havalandırması bu dar ve uzun deliklerle sağlanıyor.
32 metre yüksekliğe sahip Çeç Tümülüsü’nün Gordion, Nemrut Dağı ve Karakuş gibi bir kral mezarı olduğu düşünülüyor. Tamamen parça halindeki taş yığınından oluşan ve Avanos’tan bile görülebilen tepe bazen kovboy şapkasına, bazen de huniye benzetiliyor. Lahit Mezar, Kapadokya Bölgesi’nde bugüne kadar ele geçen tek lahit olması açısından oldukça önem taşıyor. 1971’de tesadüfen ortaya çıkan lahtin semerdam biçimindeki kapağı kimliği tespit edilmeyen şahıslarca açılmış ve ne yazık ki içindeki buluntular çalınmış. Ceset üzerinde yapılan patolojik ve paleoantropolojik incelemelerle lahtin, saçları kına ile boyanmış bir kadına ait olduğu anlaşılmış.
13. Yüzyıl Selçuklu mimari örneği olan Sarıhan Kervansarayı, Selçuklu Sultanı İzzettin Keykavus döneminde yapılmış. İnşasında kullanılan taşın renginden dolayı “Saruhan” ismini alan yapı, yüksek duvarların çevrelediği tek katlı bir han. Geniş bir avlunun yer aldığı yapıda yazlık ve kışlık odalar, mescit ve atların bağlandığı bir bölüm bulunuyor.
Sarıhan Kervansarayı ile aynı çağa ait yapının, 1202 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından yaptırıldığı düşünülüyor. Kesme taştan, kare planlı olan birinci bölümü tromplu bir kubbe ile örtülen yapının ibadet mekânı mihrap nişinin üzerindeki pencerelerle aydınlatılmış. Sivri bir kemerle ikinci bölüme geçilen caminin bu bölümü 17. yüzyılda onarılarak, üçüncü bölümü ise 1964’te eklenmiş.
Şehir dışında da bulunan seramik atölyelerinin asıl merkezi Avanos’un içidir. Oyukların içinde çalışmalarını sürdüren atölyelerin en önemlisi Güray Seramik. Uluslararası etkinlikler kapsamında da faaliyetleri olan atölye dünyanın ilk ve tek yeraltı seramik müzesi. Ziyaretçilerine seramik yapımı deneyimi de sağlamakta.
En iyi korunmuş Bizans dönemi kilise ve fresklerin yer aldığı müzede, 6 kilise ve hemen girişte biri rahiplere diğeri de rahibelere ait olmak üzere 2 manastır bulunuyor. Hristiyanlığın 3-4. yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun resmi dini olarak kabul edilmesinin ardından, Kayseri (Sezeria) doğumlu Aziz Basil buraya gelerek bölgenin bu önemli noktası olan Göreme’yi (Korama’yı) bir eğitim merkezi seçmiş. Burada yüzyıllar boyu yalnızca din adamları eğitilmiş ve yaşamlarını sürdürerek ibadet etmişler. Kiliseler değişik dönemlerde tahrip edilmiş ve tekrar yapılmış. Freskler ise dönemlerin çalkantılarıyla birlikte üstleri alçıyla sıvanarak tekrar boyanmış.
Bölgenin en önemli kiliseleri ise; Azize Barbara Kilisesi,Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise, Tokalı Kilisesi.
Ürgüp’e 6 km. mesafede yer alan Göreme Açık Hava Müzesi, Kapadokya’nın olmazsa olmazlarından. Buradaki geziniz 1.5 ile 3 saat arasında sürebilir. 5 TL olan giriş ücretiyle, müzenin dışında olmasına rağmen, Tokalı Kilisesi de bu biletle gezilebiliyor. Yalnızca Karanlık Kilise için ek giriş ücreti alınıyor. Kış mevsiminde 08:00-17:00 saatleri arasında gezmek mümkün.
Uçhisar ve Ortahisar’da yerleşime kapatılan kaleler de görülmesi gereken diğer noktalardır. Kalelere tırmanıştan sonra karşınıza çıkan manzara Kapadokya’ya hayran olmanıza sebep olacak.
Öncesinde Hıristiyan papaz ve alimlerin üniversitesi gibi işlev gören türbe, topraklar fethedildikten sonra dini anlamda da fetih için türbeye dönüştürülmüş. Dini fethi, Horasan’dan gelen ve felsefeleri bugün halen geçerli olan, geniş İslami görüşe sahip alimlerle yaptırmak istemişler. Bu hoşgörüyü zirveye çıkaran Mevlâna Kapadokya’nın güneybatısını, Hacı Bektaş-ı Veli ise, bölgenin kuzeybatısını merkez edinmiş. Hacı Bektaş-ı Veli’nin türbesi, Nevşehir’in 50 km. kuzeyinde yer almakta.
Bölgenin ünlü yemeklerinden biri testi kebebıdır. Kapalı bir çömlekte pişirilen ve çömleğin kırılmasıyla yenebilen kebap, yumuşaklığı sebebiyle bölgede en çok tercih edilen et yemeklerinden.
Sac tava, tandır, düğün çorbası, çömlek fasulyesi, güveç ve sütlaç da mutlaka tadılması gereken lezzetlerinden.
Kapadokya, şarapçılık konusunda ülkemizdeki en önemli merkezlerden biri. Yemekleri haricinde şaraplarını da mutlaka tatmalısınız. Anadolu mutfağının özgün lezzetlerini barındıran Kapadokya’da restoranlar da kaya oyuklarının içinde hizmet veriyor.
“Türk Hava Yolları” İstanbul-Nevşehir uçuşları ve “pegasus bilet sorgulama” fırsatları gidiyorum.com'da sizi bekliyor.
Kapadokya seyahatinizde konaklayacağınız otellerin erken rezervasyon fırsatları ve bütçenize uygun seçenekleri gidiyorum.com üzerinden yapacağınız aramalarla bulabilirsiniz.