İtalya’nın Gizli Başkenti Torino

Birçoğumuzun ünlü yazar Cesare Pavese’nin doğup büyüdüğü ve hayatına gözlerini yumduğu yer olarak bildiği Torino’nun bir de tarihi ve turistik noktalarına bakalım dedik. İtalya’nın bu küçük kasabavari şehri kuzey kısımda yer alan Piyemonte Bölgesi’nin ilk şehridir. Alp Dağları’nın kapladığı şehrin sınırları içerisinden Po Nehri geçmektedir. Bir dönem İtalya’nın baş kenti olmanın onurunu tadan Torino, otomotiv konusunda hala bir numaradır. Kış Olimpiyatları konusunda da ilgi odağı olan Torino, Akdeniz ikliminden bir tık daha soğuk olmasıyla da ayrı bir üne sahiptir. Kışları İtalya ülkesinin kışlarına göre biraz daha sert geçmekle birlikte, yazları da bir o kadar ferah geçmektedir. Huzurun vücut bulmuş halini görebileceğiniz Torino şehrine dilerseniz yakından bakalım.

Görülmesi Gereken Yerler

Mole Antonelliana

Sinema Müzesi olarak bilinen yapı, hem mimarisiyle hem de 7.sanat olarak görülen sinemaya yaptığı katkılarla yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Şehrin simgesi haline gelen bu yapıyı mimar Alessandro Antonelli tasarlamıştır. Paris’teki Eyfel Kulesi şehir için neyse, bu yapı da Torino için aynı öyledir. 1889 yılından beri varlığını sürdüren yapı günümüzde Ulusal Sinema Müzesi olarak ziyaretçilere açık vaziyettedir. 168 metre yüksekliğinde olan yapıya asansörle çıkıp, şehri panoramik bir şekilde görebilirsiniz. Avrupa’nın bilinen en gözde sinema müzelerinden olan yapı, sizlere sinemanın tarihine yolculuk etmeniz konusunda yardımcı olacak.

Torino Kraliyet Sarayı

Unesco tarafından Dünya Mirası Listesi’ne giren bu görkemli yapı mimarisi ile göz doldurmaktadır. Yapılış amacı kraliyet üyelerinin ikamet etmesi için olsa da günümüzde bir müze halinde ziyaretçilerine açık bir vaziyettedir. Şehir merkezinde olan saray 16.yüzyılda inşa edilmiş olup, 17.yüzyılda da yenilenme çalışmalarından sonra geniş bir avluya ve şık dekorlara sahip bir hale gelmiştir. İç dekorasyonundaki incelikler birçok mimara ilham olmuştur. Şehrin bu günlere nasıl geldiğini merak edenler için koşarak gidilecek olan saray Piazza Castello meydanına bakmaktadır.

Torino Otomobil Müzesi

Torino şehrinin otomotiv sektörünün öncülerinden biri olduğunu hepimiz az çok biliyoruz. Fakat ne kadar büyük bir dünyaya ve girişimciliğe sahip olduğunu müzeye gidene kadar anlamanız mümkün değil. Sizleri şaşırtacak nitelikte olan Torino Otomobil Müzesi, Torino’nun sektöre kattığı değerler üzerine odaklanmış. Üzerine de 200’den fazla otomobili sergileyerek görsel bir şov haline getirilen müzede farklı dönemlere ait birçok otomobil ve üretim teknikleri görebilirsiniz. Sergi salonlarından, kütüphanelere kadar alternatif bölümleriyle müze keyifli bir geziye dönüşecek.

Mısır Müzesi

Torino’ya gelmişken ucundan ucundan Mısır tarihi hakkında bilgi edinmek, sizleri bir taşla iki kuş vurmuş hissine sürüklemiyor mu? Mısır’ın sanatını ve tarihini merak etmemek zaten mümkün değil, o sebeple 30 binden fazla eşyanın sergilendiği müzeye gitmek sizler için Torino’nun sizlere sunduğu en büyük bonuslardan biri olacak. Mumyalardan, papirüslere kadar görebileceğiniz Mısır Müzesi, şehrin merkezinde yer almasının verdiği kolaylıkla her yıl milyonlarca turistin ziyaret etmekten büyük keyif aldığı bir yapı.

San Giovanni Battista Katedrali

Yapının tam olarak ne zaman var olduğu bilinmemekle beraber 15.yüzyıl başlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. İçerisinde Antik Roma Kenti’ne ait bir tiyatronun yer aldığı yapı mimari olarak örnek olacak niteliktedir. Rönesans ve Barok mimari detaylarına sahip olan yapının yan kısmında 1470’li yıllarda yapıldığı düşünülen bir çan kulesi yer alır. Kutsal Kefen Şapeli olarak bildiğimiz eklenti ise 1694 yılında yapıya eklenmiştir. İsa’nın çarmıhtan indirildikten hemen sonra sarıldığı düşünülen Torino Kefeni’de burada muhafaza edilmektedir. Dini olarak şehir için manevi değeri büyük olan yapı, görsel olarak da görülmeye değer.

Parco del Valentino

Sıra geldi her rengi görebileceğiniz bir parka gitmeye. Parco del Valentino Torino’nun en gözde dinlenme noktalarından biridir. Po Nehri’nin batısında yer alan park, şehrin en büyük ikinci parkı olarak bilinir. 500 bin metrakarelik bir alana yayılmış olan park 1856 yılından beri ziyaretçilere açıktır. Botanik bahçeleri, mimari yapılarla süslenmiş bölgeleri ve en önemlisi de parkın içerisinde yer alan Ortaçağ kalesi ile oturduğunuz yerden tarihin göbeğinde hissedeceksiniz.

Torino'da Yeme İçme

İtalya’nın kendine has mutfağının dışında Piyemonte olarak geçen bölgenin apayrı bir kültürü vardır. Torino’da yavaş yemek anlayışı hakimdir. Yerel ürünlerin sıkça tüketildiği, geleneksel yemek kültürü, fast food’a bir karşı duruş niteliğindedir. Her yıl Torino’da bu akımı sürdürebilmek için çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Torino’da İtalyan mutfağında sıkça gördüğümüz yemeklerden önce tüketilen kanepe ve çerez atıştırma durumu mevcuttur. Şehrin özel lezzetlerine gelecek olursak çikolatalarıyla ünlü olan Torino’nun sıcak çikolata, süt ve espresso ile yapılan özel içeceğini tüketebilir ve yorgunluğunuzu üzerinizden atabilirsiniz. Sevdiklerinize ve tabii ki kendinize süt ve peynir ürünlerinden almayı da sakın unutmayın!

Ulaşım ve Konaklama

Henüz Türkiye’den Torino’ya direkt olarak ulaşabilmek mümkün değildir. Torino için İstanbul’dan önce Milano’ya oradan da aktarma yaparak Torino Havalimanı’na ulaşabilirsiniz. Konaklama İtalya’nın büyük şehirlerine göre çok daha ucuz ve kolaydır. Şehir merkezine yakın bir yerlerde kalmanız, her yeri yürüyerek keşfetmenize yardımcı olacaktır. Şehirde cebinize ve keyfinize uygun konaklama alanlarını 20 Euro’dan başlayan fiyatlarla bulabilirsiniz.