Dünyanın bilinen en eski tapınak kompleksi Göbeklitepe Höyüğü Urfa sınırları içindedir. Dolayısıyla yerleşim Cilalı Taş Devri yani, M.Ö. 11000 yılına dayandırılır. Urfa merkezinin yerleşimi ise, Balıklıgöl’ün kuzeyinde yapılan kazılar sonucunda Neolitik Dönem’ tarihlendiği ortaya çıkarılmıştır. Peygamber İbrahim ve Eyüp’ün doğum yeri olarak Kur’an ve Tevrat’ta adı geçen şehir, Ebla, Akad, Sümer, Babil, Hitit, Hurri-Mitanni, Arami, Asur, Pers, Hellen, Roma, Bizans gibi uygarlıkların ardından Büyük Selçuklu hükümdarlığına girmiştir. Yavuz Sultan Selim’in Mercidabık Savaşı’ndaki zaferinin ardından Osmanlı topraklarına dahil olmuştur. Ayrıca Elyasa, Nuh, Şuayp, Musa ve Lut peygamberlerin de şehirle olan bağları sebebiyle Urfa, Peygamberler Şehri olarak anılır.
Ortadoğu şehir planına uygun biçimde Kapalıçarşı etrafında genişleyen yerleşim merkezi, hem bölgenin karakteristik mimarisi hem de yeni yapılaşma örnekleriyle karmaşık bir hal almış olsa da, bölgeye özgü yapıların özellikleri bugün kültür merkezi olarak işlev gören Şurkav Evi’nde görülebilir.
Urfa’nın merkezinde yer alır ve çevredeki en eski yapılardan biridir. Eski bir sinagog olan yapı, Piskopos Rabula tarafından St. Stephon Kilisesi'ne dönüştürülmüş. Kırmızı renkteki mermer sütunların çok olması nedeni ile "Kızıl Kilise" olarak da adlandırılan yapının yerine, 1170-1175 yıllarında Nurettin Zengi tarafından cami inşa edilmiş. Anadolu'daki çok ayaklı camiler grubunda olan yapının çan kulesi bugün hala minare olarak kullanılmakta.
Rivayete göre; İbrahim peygamber tek tanrı inancını savunmaya başlayınca, dönemin hükümdarı Nemrut tarafından, bugün kalenin bulunduğu tepeden ateşe atılır. Allah tarafından ateşe “ey ateş, ibrahim'e karşı serin ve selamet ol” emriyle ateş suya, odunlar da balıklara dönüşür. Aynzeliha ve Halil-Ür Rahman Gölleri olarak da bilinen, kanallarla birbirine bağlanan göller ve balıkları, Urfa’nın en çok ziyaret edilen bölgesidir. Bölge halkı, gölün içindeki balıkların kutsal olduklarına inanır. Dolayısıyla bu balıklar avlanmazlar.
Anadolu’nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan Harran’a ulaştığınızda, yöre halkının birkaç dil bilen çocukları sizi karşılayıp uygun bir ücret karşılığında gezinize rehberlik edebilir.
Anadolu topraklarındaki ilk kilise ve ilk cami Harran’da inşa edilmiş. Tek tanrı inançlarından önce bölgede Sabiilik dininin hakim olduğu biliniyor. İbrahim peygamberin de tek tanrı inanışından önce Güneş, Ay ve yıldızlara tapınılan bu inanışa mensup olduğu bilinir. Harran’da Ay Tanrısı Sin’e adanmış bir mabet de bulunmakta. İnanışın gökyüzüyle ilgili olması, astronominin gelişmesini sağlamış ve İslam dininin kabulünden sonra tarihin ilk İslam medresesi Harran’da kurulmuş.
Harran Evleri, Harran Üniversitesi, Harran Kalesi, Mecma Kapısı, Firdevs Camüharran Ulu Camii (Sin Tapınağı), Harran Höyüğü, Bazda ve Senem Mağaraları, Han-El Ba’rür Kervansarayı, Şuayp Şehri Harabeleri de Harran ve çevresinde görülmesi gereken yerlerden. Özellikle özgün evleri oldukça dikkat çekici. Evler bugün müze olarak kullanılıyor ve yöreye özgü kıyafetler sergileniyor. Buradan hediyelik poşu alabilirsiniz.
Şanlıurfa'ya 20 km'lik bir mesafede bulunan alan, tarihin bilinen ilk ve en büyük tapınak alanı. Tespit edilen 20 tapınaktan 6 tanesi çıkarılabilmiş. Stonehenge’den 6 bin yıl öncesine tarihlenen hayvan motifi kabartmalı dikilitaşlar, insanlık tarihinde din ve medeniyet teorilerinin yeniden düzenlenmesine neden oldu. Kazı alanında çıkarılan buluntular 2015 yılında açılan Şanlıurfa Müzesi’nde sergilenmekte. Ayrıca Göbeklitepe Höyüğü’nde bulunan buğday taneleri, bilinen ilk buğday yetiştiriciliğinin burada başladığına işaret ediyor. Alan 2011 yılında Unesco Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştır.
Asur, Babil ve Hitit dönemine ayrılan ilk salondan sonra sırasıyla; Neolitik ve Kalkolitik Devirler, Eski Tunç Çağı ve Etnografik Eserler bölümleri bulunuyor. El sanatlarının hemen her örneğinin görülebileceği müzenin, teşhir düzeni de oldukça iyi. Müzenin bahçesi de arkeolojik eserlerin kronolojik sıralamayla sergilendiği bir alan olarak düzenlenmiş.
15 Nisan - 2 Ekim 08:00-19:00 arası, 3 Ekim - 14 Nisan 08:00-17:00 arasında 8 TL karşılında görülebilir. Müze Pazartesi günleri kapalı.
Haleplibahçe Müzesi, Balıklıgöl civarında yapılan kazılarda çıkarılan mozaiklerin korunup sergilendiği bir müze. 4 Amazon Kraliçesi, Thetis’in oğlu Aşil’i Styx Nehri’nde Yıkaması gibi bilinen mitolojik sahnelerin işlendiği mozaikleri görebilirsiniz. Şanlıurfa Müzesi ile aynı tarihler arasında ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
1954 yılında ilçe olan yerleşim bölgesi %80’i baraj suları altında kaldıktan sonra turizm bölgesi haline gelmiş. Halfeti halkı, 15 km uzaklıkta kurulan yeni yerleşim bölgesine taşınmış ve ilçe “Saklı Cennet” olarak anılmaya başlanmış. Gerçekten de suyun altında görülen evleri ve bir kısmı suyun üzerinde yükselen cami minaresiyle Halfeti, Uluslararası Koordinasyon Komitesi’nin verdiği “Cittaslow” (Sakin Şehir) unvanını hak ediyor.
Sözü edilen yerler haricinde Eyüp peygamberin, Sabır Makamı olarak bilinen, cüzzama yakalanıp çile çektiği mağara, Hz. Şuayp Makamı ve İnbaşı Mağaraları da görülmesi gereken yerler arasında.
Urfa’nın yemeklerinden önce, meşhur sıra gecelerine değinmemek olmaz. Halk arasında sıra gezmesi olarak da bilinen, yöresel yemeklerin yine yöresel türküler eşliğinde yendiği bir eğlence aslında sıra gecesi. Sıra geceleri önceden sadece erkekler arasında yapılır, erkek çocukları küçük yaşta sıra gecelerine götürülerek toplulukla beraber davranmayı, dinlemeyi öğrenirlermiş. Gelenek bugün daha çok aileyle veya arkadaşlarla birlikte gidilen yemekli ve müzikli eğlence türü olarak yaşatılıyor. Manici Otel, Cevahir Konuk Evi, Gülizar Konuk Evi sıra gecesi için en bilinen adresler.
Dedecan Ocakbaşı, Çulcuoğlu Restoran, Bayram Kebap Salonu, Hacı Hanifoğulları Pirzola ve Kebap Salonu, Gülhan Restoran, Ciğerci Aziz Usta ve Sevgi Ciğer Salonu gibi adresler ise kebap ve ciğer için gidebileceğiniz en iyi yerler.
Ciğeri kahvaltıda da yiyebiliyorsunuz. Antep ve Urfa’nın mutfağında kebaplar haricinde benzer tek özellik bu ciğerli kahvaltı öğünü diyebiliriz.
Geleneksel yemeklerinden bahsedecek olursak; maydonoz bulgur ve limon suyu ile yapılan tabule salatası, aya köftesi, ağzı açık ya da ağzı yumuk lahmacunlar, domates, salatalık, maydonoz, nar ekşisi, kırmızı biber ve sumakla yapılan bostana salatası, buğdaylı yoğurt çorbası lebeni, semsek, künefe, şıllık tatlısı, içli köfte, patlıcanlı kebap, nohut dürüm Urfa’nın en lezzetli yemeklerinden.
Şanlıurfa GAP Havalimanı’na direkt uçuşların “kampanyalı uçak biletleri” ve karayolunu tercih edecekseniz “otobüs bilet fiyatları”na “online bilet” seçeneğiyle gidiyorum.com'dan ulaşabilirsiniz.
Konaklama yapmayı düşündüğünüz otellerin hizmet ve ücretlendirme seçenekleri ve erken rezervasyon fırsatlarının tümü gidiyorum.com'da sizleri bekliyor!