İspanya’nın Modern Dokusu Valencia

İspanya’nın tüm güzelliklerinin gözler önüne serildiği Valencia şehri, ülkenin 3.büyük şehridir. Aynı zamanda ülkenin en büyük limanına sahip olmasıyla tam bir liman şehri olarak karşımıza çıkar. Milattan önce 138 yılında Romalıların kurduğu şehrin kelime anlamı güç ve kuvvet demektir. Roma’nın yıkılışından sonra şehir geçmişinde yaşadığı tüm kültür birikimini de bünyesine katıp, günümüzde muhteşem bir karma şehir haline gelmiştir. Amerika’nın keşfinden de sonra tam bir liman ticaret şehri olmuş ve bugün hala bu işlevine devam etmektedir. Tarihi ve modern binalarıyla, otelleriyle, gece kulüpleriyle ve dar sokaklarıyla gelin Valencia’da birlikte kaybolalım. İşte rotanızı Valencia’ya çevirmek için nedenlerimiz.

Görülmesi Gereken Yerler

El Carmen Bölgesi

Şehrin en tarihi bölgesi olarak bilinen El Carmen, hemen hemen tüm müzelere ev sahipliği yapmaktadır. El Carmen üzerinde kapı kapı dolaştığınız müzelerden sonra kendinizi birbirinden farklı barlara atıp, buz gibi bir bira içebilmeniz de burada mümkün. Bizden size ayrıca bir tavsiye bisiklet kiralayıp El Carmen bölgesinin her noktasını keşfe çıkmanız hem ucuz hem de bizlerce çok keyifli bir gezme yöntemi. El Carmen’e gelmişkin Torres de Quart, Torres de Serranos, Llotja de la Seda gibi tarihi noktaları da gezebilmeniz mümkün.

Torres de Serranos

Valencia’da gotik bir yapı görmek isteyenler için, ilk durak Torres de Serranos. 14.yüzyıldan beri varlığını koruyan yapı, Ortaçağ’dan bu yana en az zarar gören yapılar arasında yer alıyor. Geçmişte şehri olası çatışmalardan korumak amacıyla yapılmış yapı, bugün turistlerin ilgi odağı olmuş durumda. Günümüzde artık kutlamaların ve birçok festivalin yapıldığı bir alan olarak işlev göstermekte. Ek bir bilgi olarak 1586- 1887 yılları arasında hapishane olarak kullanıldığını da belirtelim. Birden fazla işleviyle günümüzde her kesimden insanın uğrak noktası olan bu yapı 2000 yılında restore edildiğinden bugüne gelmiştir. bugünkü dış görünümü ile 12 kapıdan oluşmakta ve adlarına da Serranos Kapıları denmektedir. Şehrin simgelerinden olan bu yapıyı pazar günleri ücretsiz ziyaret edebilmeniz mümkün. Onun dışında 2 Euro karşılığında salı ve cumartesi günleri 10.00-14.00 ve 16.30-20.30 arasında ziyaret edebilirsiniz.

Plaza de Toros de Valencia

Mimari olarak gözlerinize inanamayacağınız bir güzelliğe sahip yapı 1850 yılında başlayan inşaatının tam 9 sene sürmesinin ardından hizmete açılmıştır. İtalya’daki Kolezyum ve Fransa’da bulunan Nimes Arenalarının mantığı ile aynıdır ve ilhamını da bu yapılardan aldığı söylenir. Mimarı Sebastian Monleon Estelles’tir ve yapı 48 adet bölümden oluşur. 12 binlik bir kapasiteye sahip arena yaklaşık 18 metre yüksekliğindedir. Buraya gidip boğa güreşlerinin o aksiyon dolu dakikalarına şahit olabilir ve müze kısmında da matadorların kıyafetlerine ve kılıçlarına göz gezdirebilirsiniz. 17 Euro karşılığında arenaya girebilirsiniz. Eğer 7 yaşın altında bir çocuğunuz varsa şanslısınız ona giriş ücretsiz. Yapıyı rehberler eşliğinde gezmek isteyenler için 1 ve 2 kişi için 30 Euro, 3 ile 5 kişi için 25 Euro ve 10 kişiden fazla gruplar için de kişi başı 11 Euro olarak ücretlendirilmiştir. Turlar İngilizce, İspanyolca ve İtalyanca gerçekleştirilmekte.

Valencia Katedrali

Valencia’nın farklı kültürleri barındırdığından bahsetmiştik. Bunlardan ilki Arapların 13.yüzyılda camii olarak yapmış oldukları Valencia Katedrali. Hristiyanların şehir üzerinde hakimiyet kurmalarının ardından yapı kiliseye dönüştürülmüş. 1425 yılından itibaren kilise olarak kullanılan yapı, dönem olarak gotik barok ve neoklasik bir mimariye sahiptir. Katedrali Hristiyan halkı için ayrı bir önemi vardır. Çünkü efsaneye göre kilisenin şapelinde kutsal kadehlerden biri yer alır. Katedrale giriş ücreti 7 Euro olmakla beraber bu ücretin içerisinde sesli tur uygulaması da yer almaktadır. Katedral haftanın her günü 10.00 ile 18.30 arasında halka açıktır. Hristiyanların ayin zamanlarında gitmenizi ayrıca tavsiye ederiz, farklı bir atmosfer görmek isteyenler için tatmin edici olacaktır.

Sanat ve Bilim Şehri Kompleksi

Tarihi yapılardan biraz uzaklaşıp Valencia’nın en renki ve en teknolojik yapılarından birine gelelim; Sanat ve Bilim Şehri Kompleksi. Turia Nehri üzerinde olan ve 1998 yılında inşası bitmiş bu mimari harikası yapı, özellikle güneş battığı andan itibaren şehrin en çok ilgi çeken bölgelerinden biri oluyor. Yapıdaki ışıklandırma nehrin üzerine öyle güzel yansıyor ki gözlerinizi alamıyorsunuz. 2007 yılında İspanya’nın 12 Hazinesi listesine yerleşen ilk ve tek yapı olma özelliğine sahiptir. İçerisinde 6 farklı bölüm bulunur. Hepsinin farklı bir amacı vardır. L’Hemisferic isimli bölüm yuvarlak bir göz şeklindedir ve gözlem evi olarak kullanılır. Kompleks içerisinde akvaryum, opera evi, köprü, etkinlik alanı açık hava galerisi ve Prens Felipe Bilim Müzesi yer alır. Girişler için net bir ücret olmaması ve her bölümün ayrı ücretlerinin olmasından dolayı giriş ücretlerine en sağlıklı şekilde ulaşabileceğiniz yer kompleksin web sitesi, bizden söylemesi!

Torres de Quart

Valencia’ya yukarıdan bakmak isteyenler için önerdiğimiz bir diğer durağımız Torres de Quart. 14.yüzyılda yapılmış olan yapı şehrin sınırlarını korumak için yapılmış olup günümüzde turistlerin fotoğraf karelerini dolduran bir yapı olarak bilinmektedir. 1808 yılında Fransız kuşatmasından büyük zarar görmesine rağmen günümüzde kadar gelebilmesi mümkün olmuştur. Geçmişte ordu hapishanesi olarak kullanılmasının yanında sadece kadınların olduğu bir hapishaneye de dönüştüğü zamanların olduğu söylenmektedir. Kalenin en tepesine çıktığınız zaman tüm Valencia tarihi gözlerinizin önüne çıkacak. Eski binalarından modern binalarına kadar hepsini görebileceksiniz. Salıve cumartesi günleri arasında 10.00 – 14.00 ve 16.30-20.30 saatleri arasında sadece 2 Euro vererek kaleye girebilmeniz mümkün. Pazar günleri ise sabah 10.00 ile 15.00 saatleri arasında ziyaretçilere açık bir vaziyette sizleri beklemekte!

Valencia Yeme İçme

Bilindiği üzere İspanya tam bir Akdeniz ülkesi. Bu sebeple bizlere tanıdık gelen menüleri bulunmakta. Valencia mutfağının odak noktası genelde et, sebze ve deniz ürünleri. Pirinç ile yapılan Paella isimli bir yemekleri en çok tüketilen yiyecekleri arasında. Ayrıca etin yanında da servis ediliyor. Ekmeklerin üzerine çeşitli soslar ve baharatlarla kanepe tarzı dediğimiz bir servis yöntemleri de mevcut. Yemeğin yanında olmazsa olmaz İspanya şarabı veya buz gibi bir Sangria. Fakat badem, susam, arpa ve kavunun birleşiminden yapılan Horchata’da değişik tatlar denemek isteyenler için tavsiye edebileceğimiz bir içecek.

Ulaşım ve Konaklama

İstanbul’dan THY ve Pegasus aracılığıyla Valencia’ya 4 saatlik bir yolculuk sonrası ulaşabiliyorsunuz. Şehrin hemen her noktasında konaklama alanları mevcuttur fakat. Ulaşımınızın kolay olması açısından merkezde kalmanızı tavsiye ediyoruz. Merkezde geceliği 10 Euro’dan başlayan hostellerden tutun da 200 Euro olan 5 yıldızlı otellere kadar birçok konaklama seçeneğiniz de mevcut. Riga - Valencia arası "tüm uçuşlar” ve "uçak firmalarının” "en ucuz uçak bileti” için aramalarınızın tümünü gidiyorum.com adresinden yapabilir, "kampanyalı uçak biletleri” fırsatlarından faydalanabilirsiniz.

Bütçe ve tercihlerinize uygun otellerin erken rezervasyon fırsatları gidiyorum.com'da sizi bekliyor!