Kanallar ve Kiliseler Şehri Venedik

İtalya’nın birbirine kanallarla bağlanan 118 adadan oluşan ve tümüyle Dünya Kültür Mirası Listesi’ne alınmış şehridir. Şehrin ismi M.Ö. 10. yüzyılda burada yaşayan Veneti halkından gelir. Rönesans döneminde önemli sanatsal gelişmelere sahne olan Venedik, aynı zamanda Ortaçağ’ın da en önemli ticaret merkezlerinden biriydi.

Görülmesi Gereken Yerler

San Marco Bazilikası ve Meydanı

818’de Venedikli tüccarların İskenderiye’den getirdiği Aziz Marko’nun kutsal emanetlerini saklamak için Düka’nın Sarayı içinde yapılan yapı, 976’da geçirdiği yangının ardından 978’de tekrar yapılmış ve tekrarlanan onarımlarla günümüze kadar ayakta kalmış. 1807 yılından beri Venedik Patriği'nin, Venedik piskoposluk ruhani dairesi Roma Katolik Başpiskoposunun ikametgahıdır. San Marco, bulunduğu meydana da adını vermiş ve Napolyon tarafından Avrupa’nın resim odası olarak tanımlanmıştır. Meydanda bazilika dışında Torre dell’orologio adlı saat kulesi de bulunur. Ekim-Mart ayları aralığında suların yükselmesi sebebiyle ziyaret edilemeyebiliyor. Meydan festivallere ve konserlere ev sahipliği yapar.

Santa Maria della Salute Bazilikası

Barok mimarinin örneklerinden biri olan yapı, veba salgınında Tanrı’ya sığınmak amacıyla yapılmış ve Meryem Ana’ya ithaf edilmiş bir kilisedir. Mimarı Vincenzo Scamozzi’dir. Salute kelimesinin anlamı sağlıktır ve yapı Katolik kilisesi olarak hizmet verir. Kilisenin içinde ünlü ressamlardan Tiziano’nun resimleri de bulunur.

Frari Santa Maria Gloriosa Bazilikası

Şehirdeki Gotik mimarinin üç önemli örneğinden biridir. San Marco’nun çan kulesinden sonra en uzun kuleye sahip olan kilisedir. Fransiskenlerin cemaat kilisesidir.

Madonna dell’Orto Kilisesi

Tintoretto Ailesi’nin yaptırdığı kilise Venedik’teki diğer bir gotik mimari örneğidir. Kilise içerisinde yer alan resimler dikkat çekicidir. “Son Yargı”, “Bakire Meryem’in  Tapınağa Sunulması”, “Vaftizci Yahya ve Diğer Azizler” ve “Altın Buzağı’ya Tapınış” bu resimlerin en ünlüleridir. Kilisede yer alan eserlerin çoğu Tintoretto’ya aittir. Ressamın mezarı da kilisenin yanındaki şapeldedir. Kilise İngiliz Kilisesi olarak da bilinir çünkü 20. yüzyıl ortalarında su baskını sonrası İngilizler kilisenin yenilenmesini üstlenmişlerdir.

Santa Maria dei Miracoli Kilisesi

1481 ile 1489 arasında Pietro Lombardo tarafından yaptırılan kilise Meryem Ana’ya adanmıştır. Rönesansın güzel örneklerinden olan yapı, mermer kilise olarak da bilinir. Bunun nedeni dış cephesinin tümüyle mermer kaplı olmasıdır.

Santi Giovanni ve Paolo Kilisesi

Dominikan cemaatine bağışlanmış bir eserdir. Şehirdeki en büyük kiliselerden biridir ve küçük bazilika statüsüne sahiptir. Büyük tuğla yapı İtalyan Gotik mimari tarzında yapılmıştır. Kilisenin geniş iç kısmı anıtlar ve yağlıboya tablolarını içermektedir. Olağanüstü bir Bizans sanatı eseri olan barış kraliçesi anlamındaki Madonna della Pace heykeli kilisenin güney yan kısmı şapeline taşınmıştır ve "Siena'lı Caterina"nın bir ayağı kilisenin başlıca ana kutsal emanetidir.

San Giorgio Maggiore Kilisesi

Venedik’in aynı adı taşıyan adasında bulunan kilise, 9. yüzyıla tarihlenen, Benedikten cemaatine ait bir yapıdır. Kilisenin ön cephesi San Marco Meydanı’na bakar. Günümüzdeki kilisenin yapımına Palladio başlamış ancak ölümünden sonra Vincenzo Scamozzi tamamlayabilmiştir.

San Zaccaria Kilisesi

Kilise 9. yüzyıldan kalmadır. Adını Aziz Zekeriya’dan alır. Gotik ve Rönesans üslupların izleri görülür. Kilise yanında Aziz Athanasios Şapeli ve San Tarasio Şapelleri bulunmaktadır. Kilise içerisindeki önemli eserlerin başında Bellini imzalı “Meryem Ana ve Çocuk İsa Azizlerle” gelmektedir.

San Franceso della Vigna Kilisesi

Santa Maria Gloriosa dei Frari ile birlikte Venedik’teki iki Fransisken kiliseden biridir. İlk kilise 1253’te Gotik üslupta yapılmıştı. Daha sonra 1554’te aynı kilise Rönesans üslubu ile tekrar yapıldı. Yapıda Palladio’nun tasarımları da mevcuttur.

Burano Adası

Venedik’in en bilinen adalarından olan Burano, balıkçılık ve dantel işlemeciliği ile ünlüdür. Canlı renkli evleri, geçmişte balıkçıların denizden dönerken evlerini ayırt etmeleri için boyanmıştır. Scuola del Merletto dantel işlemeciliği okulu haricinde dantellerin sergilendiği bir de müze bulunur. Okulun karşısında da eğik çan kulesi olan  San Martino Kilisesi yer alır. Burano’da kiliseyi de ziyaret edebilirsiniz.

Giudecca Adası

19. yüzyılda popüler ve ferah bir mimarisi olan ada, daha sonra Yahudi göçüyle bir getto halini almış ve iç sanayi banliyösü haline gelmiştir. Zitelle Kilisesi ve Mulino Stucky değirmen işletmesi, Cipriani Oteli ve Elton John’un kişisel mülkü olan bina görülebilecek yerleri arasındadır. Adanın eski adı Spina Longa olarak kullanılır.

Büyük Kanal

Su trafiğinin ana hattı olan kanalın derinliği 5 metre uzunluğu 3800 metredir ve tüm şehri S şeklinde sarar. Kanal şeridinde yaklaşık 170 ev vardır. Bu evler varlıklı Venedikli tüccar ailelerin evleridir ve en ünlüsü Ca’d’Oro (altın ev) adındakidir. Geçmişte Bizans mimarisi tarzında yapılan bu evler daha sonra Gotik mimariye dönüştürülmüş bugün de bu üslupta kullanılmaktadır.

Ca’ d’Oro

Palazzo Santa Sofia olarak da bilinen, Venedik’in en güzel saraylarından biridir. Duvarlarının yaldızlanması ve krom rengi kaplı olması dolayısıyla “altın ev” olarak anılır. Contarini Ailesi için inşa edilen saray bitkisel Gotik üslubu yansıtır. Çok kez sahip değiştiren yapı bugün galeri olarak hizmet verir. Ayrıca yine geçmişte saray olarak kullanılan Ca’Rezzonico ve bugün modern sanat müzesi olarak hizmet veren Ca’Pesaro da Büyük Kanal kenarındaki diğer benzer yapılardır.

Dükler Sarayı

9. yüzyılda şato olarak inşa edilen yapı, Venedik Cumhuriyeti’nin yönetim merkezi olan Gotik üslupta bir saraydır. İçinde Tintoretto’nun resim ve kabartmalarına yer verilmiş oldukça iddialı bir yapıdır ve Ruskin tarafından “dünyanın merkezindeki yapı” olarak adlandırılmıştır. Dükler Sarayı’nda Sırlara Yolculuk adında bir gezi rotası mevcut. Bu rotada düklerin odaları, engizisyon odaları, toplantı salonları gibi sarayın perde arkasında kalan bölümler gezilebilir.

Rialto Köprüsü

Büyük Kanal üzerindeki en ünlü köprüdür. İlk hali ahşap olarak tasarlanmış daha sonra taş malzemeyle yeniden yapılmıştır.Michelangelo’nun da aralarında bulunduğu birçok isim arasından tek kemerli taş köprüyü tasarlayan isim Antonio da Ponte olmuş. Köprü o tarihlerden bugüne dekVenedik’in sembollerinden biri konumundadır.

Marciano Müzesi, Venedik Tersanesi, Rialto Pazarları, La Fenice Tiyatrosu, Fondaco dei Turchi, Venedik Donanma Tarihi Müzesi, Museo Fortuny, Correr ve Arkeoloji Müzeleri, Peggy Guggenheim Koleksiyonu, Accademia Galerisi, Riva degli Schiavoni, Campo Santo Stefano, Campo San Polo, Lido di Venezia, San Lazarro degli Armeni ve Carla Goldini Evi de Venedik’te mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.

Venedik’te Yemek

Balık ve deniz ürünlerinin mevsiminde kullanıldığı, pizza ve makarnanın anavatanı olan İtalya Venedik’te yemek ayakta ya da oturarak olmak üzere iki farklı fiyat aralığında yenebilir.

Venedik yemek kültüründe akşam yemeğinin özel bir yeri vardır. İnsanlar akşam yemeğinden önce “bacari” adı verilen bir saatte buluşurlar. Genellikle bir şeyler içip sohbet edilen bu saat akşam yemeğine giriş olarak kabul edilir. Bu saatte bir şeyler içip aperatif bir şeyler atıştırabilirsiniz. Akşam yemeği genellikle 19:30 – 20:30 arasında yenir. Birçok mutfak 22:00 – 23:00 arasında kapatılır.

Ulaşım ve Konaklama

“Türk Hava Yolları” ile Venedik-İstanbul arası direkt uçuşlar bulabilirsiniz. “Ucuza bilet” bulmak için “en uygun uçak bileti fiyatları” ile ilgili aramalarınızı gidiyorum.com'dan yapabilir, biletinizi temin edebilirsiniz.

Venedik otellerinin en iyi fırsatları ve bütçenize uygun hizmetleri gidiyorum.com'da!