Musevilik, Ortadoksluk, Katoliklik ve Müslümanlığın yüzyıllar boyunca yaşandığı topraklara kurulmuş olan Saraybosna Bosna-Hersek’in ve Sırp Cumhuriyeti'nin başkenti, Saraybosna Kantonu'nun da merkezidir. Saraybosna, Bosna bölgesinin Dinar Alpleriyle çevrili Saraybosna Vadisi içerisinde Miljacka Nehri'nin çevresinde kurulmuştur.
Şehrin 1990'larda yaşadığı savaş nedeniyle sokaklarında kurşun delikleri olsa da, mimarisi Osmanlı, Yugoslav ve Avusturya-Macaristan İmparatorluklarının izlerini taşımaktadır. Balkanların kültürel zenginliği en fazla şehri olarak kabul edilen Saraybosna, kırmızı çatılı Bosna evleri, sayması zor minareleri, yeşil tepeleri ve antik taş kaldırımlı sokaklarıyla görülmeye değer şirin bir kent. Ayrıca Saraybosna'nın dağlık alanlarında bulunan Bjelašnica ve Jahorina beldeleri, kış aylarında Avrupa'nın 30 km uzağında bulunan en iyi kayak merkezlerini barındırıyor.
Bascarsija, soluk renkli antik taş döşemeleri, kervansarayları, bakırcıları, Osmanlı camileri ve lokantaları ile fazlasıyla Türk bir cadde olarak karşınıza çıkıyor. Burada asla yabancılık çekmeyeceğinizin garantisini verebiliriz. Meydanları dolduran yayaların yavaş yavaş süzüldüğü cadde adeta eski Saraybosna'nın kalbine odaklanıyor.
Küçük ve enteresan bir kafe olan bu mekan, içi antika aynaların yansımasıyla derinleşiyor. Burada her şey antika olmasına rağmen her şey bir amaç için kullanılıyor. Menüler eski kitaplara yazılmış. Caz, Opera, Paris dizileri, Muppet’lar ve daha tahmin edemeyeceğiniz bir sürü şey burada karşınıza çıkabilir. Kendinizi bir zaman makinesinde gibi hissedeceğiniz bu mekanda kahve ve şarap içebilirsiniz.
Saraybosna 1992-1995 yılları arasında Sırplar tarafından kuşatıldığında Bosnalılar dış dünya ile iletişim kuramamış ve kendilerini korumak ve BM’den gelen yardımları alabilmek için 1m genişliğinde, 1.6m yüksekliğinde BM kontrolündeki havaalanında sonlanan bir tünel kazmışlar. Müze, elle açılan bu tünelin 25 metrelik bir bölümünde yer alıyor. 800m uzunluğunda olan tünele yiyecek ve ilaç yardımlarını alabilmek için ray döşenmiş. Mermi izleri, sergilenen fotoğraf ve videolar savaşın soğuk yüzünü bu müzede gözler önüne seriyor.
Saraybosna'nın kırmızı çatılı manzarasını seyretmek için ideal bir yer olan bu surlar piknik yapanlar için de popüler bir yer. İsmini 1809 yılındaki yeniden yapılanma dönemine ait olan taş işinin altın sarısı renginden alıyor.
18. yüzyılda yaşayan Müslüman ailelerin yaşam tarzını tasvir etmesi amacıyla 1960 yılından beri müze olarak hizmet veren ev beyaz duvarları, Arnavut kaldırımlı avlusu ve ahşap işlemelerle dolu dış cephesiyle tarihin güzelliklerini gözler önüne seriyor. 18. yüzyıldan kalma bu ev, müze olarak olağanüstü bir şekilde restore edilmiş. Haremlik selamlık bölümleri bulunan ve dekorasyonuyla da göz kamaştıran bu ev müzesini mutlaka ziyaret etmelisiniz.
1720'lerde inşa edilen ve 1816'da takviye edilen Vratnik Kalesi, askerleri ağırlamak için yaptırılmış. Kale, Saraybosna'nın doğu girişinin, Miljacka Nehri kanyonunun ve kentin panoramik manzarasına hakimdir. Şu anda mevcut olan yapı Avusturya-Macaristan dönemine dayanıyor. Bir zindan, kışla, mühimmat deposu ve aynı zamanda Savie Prensi Eugene'nin 1697'deki baskına karşı koruma ve Avusturya-Macar hükümdarı tarafından 1878'de işgale karşı savaş savunma kalesi olarak görev yapmış.
Bosna'nın en eski müzesi olan antik ve doğal tarih müzesi, neoklasik tarzda inşa edilmiş. En değerli paha biçilmez Saraybosna Haggadah'ı barındırmasıyla biliniyor. Müzede ayrıca Illyrian ve Roma oymaları, Frank tarzı ortaçağdan kalma kılıçlar, 19. yüzyıl iç mekanları bulunuyor. Orta avluda oldukça küçük bir botanik bahçesi var.
Biraz yanıltıcı olarak adlandırılan bu küçük ama etkileyici müzede üç sergi odası var. En önemlisi üçüncü salondaki daimi Saraybosna sergisidir. Bu sergi, 1992-1995 yılları arasındaki Saraybosna halkının yaşam ve ölüm savaşını tasvir ediyor. Çıkmadan önce Jim Marshall'ın koridorda yer alan 1996-2011 öncesi ve sonrası Saraybosna fotoğrafları koleksiyonuna dikkat edin.
1898 yılında inşa edilen bina Saraybosna'nın en güzel Avusturya-Macaristan dönemi binasını oluşturuyor. 1990'lı yıllarda kuşatma sırasında ciddi hasar görmüş, sonunda 2014 yılında zahmetli bir yeniden yapılanma sonrasında yeniden açılmış. Renkli olarak restore edilmiş iç mekan ve vitray tavan mükemmel görünüyor. Ayrıca sekizgen bodrum katında Saraybosna 1914-1981 sergisini görebilirsiniz. Bu sergi, kentin 20. yüzyılın çeşitli dönemlerine ait tecrübelerini, moda ve müzik alt kültürlerine ilişkin kavrayışları ve Franz Ferdinand'ın hayatıyla ilgili açıklamaları anlatıyor. 1949'dan itibaren bina Milli Kütüphane olarak kullanılmış, ancak Ağustos 1992'de kasıtlı olarak çıkarılan bir Sırp yangını el yazmaları ve Boşnak kitaplarının benzersiz koleksiyonunun yaklaşık % 90'ını yok etmiş. Şimdilerde bina belediye sarayı, düğünler ve çeşitli etkinlikler için kullanılıyor.
Geçmişten günümüze kadar Saraybosna’da Bizans, Batı Avrupa ve Osmanlı etkili olmuş. Bu kültür çeşitliliği yemek kültürüne de yansımış. Özellikle Avusturyalı ve Osmanlı sarayları Bosna Hersek mutfağının zenginleşmesinde ve sofra düzeninde önemli rol oynamıştır.
Saraybosna mutfağında ana yiyecek birçok çeşidi olan ekmektir. En önemli özelliklerinden biri süt ve süt ürünlerinin sıkça kullanılıyor olmasıdır. Çoğunlukla yemeklere konan soğan, kıyma et ve hatta sebzeler su konmadan önce yağda kavrulur. En çok bilinen lezzetlerden biri bureg, Boşnakların börek konusundaki yeteneklerini gözler önüne seriyor. Kıymalı, patatesli, ıspanaklı, peynirli, kabaklı gibi çeşitleri olan börekler, üzerinde yoğurtlu sos ile de servis ediliyor. Cevapi yani bir çeşit köfte olan bu yemek pide ve kıyılmış soğan ile servis ediliyor. Genelde restoran menülerinde ardıç suyu ve boza içecek olarak yer alıyor.
Yolunuz düşerse Dveri adlı restorana mutlaka gitmelisiniz. Büyüleyici bir atmosfere sahip olan bu mekan rüstik pencereleri ve çiçek kutuları ile insanın içini açıyor. Menüsünde biftek, gulaş, tavuk köri, mürekkep risotto ve sarımsaklı kalamar bulunuyor. Vejetaryenler için ızgara sebzeler veya doldurulmuş patlıcan, kızartılmış kabak ve salata yaprağı ile servis ediliyor. Geniş bir şarap listesi var.Eğer kahve içmek isterseniz birbirine çok yakın onlarca handan biri olan Morica Han’a gidebilirsiniz. Özellikle yöresel havada yapılan kahve servisi ile bu hanların en ünlü ve turistik olanı. Mimarisini görmek ve lezzetli bir kahve içmek için burayı tercih edebilirsiniz.
Türk Hava Yolları’nın karşılıklı direkt seferler düzenlediği Saraybosna’ya yolculuk süresi ortalama 1 saat 18 dakikadır. En ucuz Saraybosna biletleri için gidiyorum.com'u ziyaret edebilir ve en uygun Bosna Hersek Saraybosna uçak biletini satın alabilirsiniz. Saraybosna’da konaklama seçeneklerini seyahatinizden önce değerlendirerek erken rezervasyon şansını yakalayabilirsiniz. gidiyorum.com seçtiğiniz lokasyonda, bütçenize uygun aralıkta seçeceğiniz otellerin tüm fırsatlarını karşılaştırmanızı sağlar.