Yerleşimi M.Ö. 4000’lere tarihlenen Denizli, Türkiye’deki kültür turizmi noktalarının başında geliyor. Sahip olduğu antik şehirleri, doğal güzellikleri ve kaplıcalarıyla önemli bir turizm merkezi olan şehir, birçok uygarlığın da mirasını taşıyor. Tarım, dokuma, otomotiv ve metal sanayi de ön plandadır.
Pergamon Krallığı zamanında II. Eumenes tarafından M.Ö. 2. yüzyılda kurulduğu bilinen kent, adını Amazonlar kraliçesi Hiera’dan alır. Helen ve Roma hükümdarlığının ardından Bizans’ın yönetimine geçen kent, İsa’nın havarilerinden Filipus’un burada öldürülmesinden dolayı Hıristiyanlar için oldukça önemli bir kent olmuştur. Hierapolis antik kentinde; Nekropol, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, tiyatro, Frontinus caddesi ve kapısı, Agora, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Filipus Martynonu ve Köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları bulunuyor. Şehir, 09.12.1988 tarihinde hem doğa hem de kültürel miras olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmıştır.
Antik kaynaklara göre kent M.Ö. 261-263 yılları arasında II. Antiokhos tarafından kurulmuş ve kente karısı Laodike'nin adını vermiştir. Küçük Asya’nın Yedi Kilisesi’nden biri de Laodikeia’dadır. Bu açıdan Hıristiyanlar için oldukça önemli bir kent olmuştur. Laodikeia, ürettiği yünlerle de ünlü bir şehirdir. Büyük ve Küçük Tiyatro’nun her ikisi de Roma tarzına uygun inşa edilmiştir. Kentte tiyatroların haricinde Anıtsal Çeşme, Stadyum ve Gymnasium, Meclis Binası, Büyük Kilise ve Tapınak bulunur. Laodikeia'daki kazılar 1961-1963 yılları arasında Kanada Quebec Laval Üniversitesi'nin araştırmacıları tarafından, Profesör Jean des Gagniers yönetiminde yapılmıştır.
Buldan’da yer alan antik kent, döneminin önemli yerleşim merkezlerinden biridir. Kuruluşu Lidya döneminde gerçekleşen şehrin, fay hattı üzerinde bulunmasından dolayı yaşanan depremlerle büyük bir bölümü yitirilmiş. İznik Konsülü’nün Lidya piskoposları listesinde bu kentin adı da geçer. Bu bilgi, dini anlamda önemli bir şehir olduğunu gösterir. Tripolis’te bulunan tiyatro, Tripolis hamamı, Tripolis şehir binası, kale ve surlar, nekropol kalıntılarını görmek sizin için adeta tarihte yolculuk yapmak gibi olacak. Diğer bir adı Apollonia olan Tripolis, aynı zamanda birçok deprem ve savaş görmüş olmasına rağmen bıraktığı kalıntılarla varlığını hala korumaya devam etmektedir. İlk kazı 1993’te Denizli Müze Müdürlüğü tarafından başlamış, sistematik kazılar 2007’de Ege Üniversitesi’nce yürütülmüştür.
Günümüzde Tavas sınırları içinde kalan yerleşim, doğal bir kayanın üzerine kurulan ve bugün Eski Kale adıyla bilinen bölgedir. Antik şehrin tarihlendirmesi için yeterli kaynak bulunmasa da yüzeydeki kalıntılar ile birlikte yöre ile ilgili çeşitli kaynaklar Helenistik dönemden önceki Karyalılar zamanından beri var olduğunu göstermektedir. Buluntular arasındaki sikkeler, Büyük İskender’den sonra kurulan Helenistik kentler arasında olduğunu ispatlar. Özellikle gümüş, bronz, bakır olarak bastırılan sikkeler kendine özgü tipleri ve stilleri ile diğer sikkelerden hemen ayırt edilebilirler. Sikkelerin ön yüzünde tanrısal başlar, arka yüzünde Tabea kentine ait resim ve yazılar bulunmaktadır. Roma Hamamı ile Osmanlı dönemine ait olan Cevherpaşa Camii bugüne kadar gelebilen kalıntılar arasındadır. Tabea Antik Kenti son yılların en fazla ilgi gören tarihi alanlardan biridir. Özellikle üniversite öğrencileri kazı çalışmalarına yoğun ilgi göstermektedir.
Denizli, antik kentler açısından oldukça zengin bir şehirdir. Yukarıda açıklanan antik kentler dışında sınırları içerisinde; Colossae, Eumenea, Dionysopolis, Sebastopolis, Trapezopolis, Atuuda ve Apollonia Salbace Antik Kentleri de bulunuyor.
Bunların dışında; bir Anadolu Tanrısı olan Apollon Lermenos’a adanmış olan Apollon Lermenos Tapınağı, Menderes Nehri’ nin güney kıyısında, Hierapolis’e 35 km mesafede bugün Çal Ovası olarak adlandırılan Bahadınlar bölgesinde 1887 yılının Mayıs ayında tespit edilmiştir. Daha erken dönemde Tanrıça Kybele’ye adanan bir tapınak üzerine kurulduğu düşünülmektedir.
1801 yılında yapılan caminin banisi Hacı Ömer Efendi adında bir zattır. Anadolu ahşap direkli camilerinden olan yapının süslemeleri de dikkat çekicidir. Süslemeleri pano resimlerden oluşur ve bu resimlerde genellikle bitki, ağaç, natürmort motiflerine yer verilmiştir. Dikdörtgen planlı bir 13. yüzyıl yapısıdır. Denizli ziyaretinizde camiyi görmek isterseniz, ziyarete açık olacaktır.
1210 yılında Denizli Selçuklular tarafından fethedildiğinde şehit olan komutan Servergazi için yapılan bir türbedir. Günümüzde orjinal mimarisini koruyan ender yapılardandır. Yeşilköy yakınlarında yer alan türbeye Merkez’den kalkan minibüslerle ulaşabilirsiniz.
13. yüzyıl yapısı olan kervansaray, Selçuklu komutanı Kara Sungur’un isteği üzerine yapılmıştır. Günümüze sağlam bir şekilde ulaşabilmiş yapının inşasında beyaz kesme taş, süslemesinde ise geometrik desenler kullanılmıştır. Akhan açık ve kapalı olmak üzere iki bölümden oluşuyor. Denizli şehir merkezine 8 km uzaklıkta yer alan yapı, ziyaretiniz sırasında görmeniz gereken tarihi yapılar arasında.
Menderes Nehri üzerinde yer alan ve Türkiye’nin en önemli doğal mirasları arasında yer alan Pamukkale, akan sulardan kalan karbonat mineralleri ve kent kaplıcalarını kapsamaktadır. Hem Türkiye’nin hem de Denizli’nin sembolü durumda olan bu doğal alandaki su kaynaklarının içindeki karbondioksitin uçması ve su içerisindeki kalkerin çökmesi ile kristalleşmiş olan travertenler, ziyaretçilerine mucizevi bir güzellik sunuyor. Dünyadaki eşsiz bölgeler arasında gösterilen Pamukkale, adını görüntüsündeki pamuk benzerliğinden alıyor. Bu doğal miras aynı zamanda, ülkemizdeki UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne kayıtlanan alanlardan biridir.
Sağlık turizmi açısından turistlerinden ilgisini çeken Tekkeköy, Sarayköy ilçesine bağlıdır. kaplıca bölgesinde Roma döneminden kalma hamam, soyunma yeri ve havuz bulunuyor. Kaplıca suyunun deri, romatizma, idrar yolu ve kadın hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Diğer adı Yenice Kaplıcaları olan Çizmeli’ye Tripolis Antik Kenti’nin kalıntıları arasından gidiliyor. Buldan’a 16 km mesafedeki Yenicekent sınırları içinde kalan kaplıca sularının kalp, damar, hemoroid, karaciğer yetmezliği, romatizma, basur ve deri hastalıklarına iyi geldiği bilinmekte. Çizmeli Kaplıcaları, bölgenin en zengin termal noktalarından biridir. Denizli seyahatinizde kendinizi şımartabileceğiniz bir yer ararsanız Çizmeli tam da buna uygun bir rota olacaktır.
Denizli’ye sağlık turizmi için gidecekseniz, Menderes Ovası’nda bulunan Sarayköy, termal otelleriyle ünlüdür. Karmaşadan uzak, dinlenip sağlıklı sularından yararlanabileceğiniz birçok termal otel arasından seçim yaparak tatilinizi planlayabilirsiniz.
Pamukkale’nin bir uzantısı olan Karahayıt Kaplıcaları, Karahayıt'ta bulunuyor. Kaynak suyun sıcaklığı 420 C, 500 C, 560 C arasında değişmektedir. Aynı zamanda içme suyu olarak da kullanılabilen Karahayıt Kaplıca suları, sindirim sistemi, mide, bağırsak, karaciğer, safra yolları ve birçok rahatsızlığa iyi geldiği bilinmektedir.
Ege’nin en yüksek noktasını da barındıran milli park, bitki örtüsü ve barındırdığı yabani hayvanlar açısından da oldukça renkli bir bölgedir. Yaban domuzu, porsuk, sansar, tavşan ve tilki gibi yabani hayvanların yanı sıra 964 tür bitkinin 122 tanesi endemik bitkilerdir. Honaz Dağı Milli Parkı doğayla baş başa kalabileceğiniz ve temiz havanın keyfini doyasıya çıkarabileceğiniz bir rota.
Yeşildere Şelalesi, Güney Şelalesi, Ağlayan Kaya Şelalesi, Kaklık ve Keloğlan Mağaraları da Denizli’de mutlaka görmeniz gereken doğal güzellikler arasında.
Hierapolis Antik Kenti’nin Roma Hamamı bölümü 1984 yılından itibaren müze olarak hizmet vermektedir. Hierapolis Arkeoloji Müzesi’ndeki eserler;Lahitler ve Heykeller Salonu, Küçük Eserler Salonu ve Hierapolis Tiyatrosu Buluntuları Salonu olmak üzere üç ayrı salonda sergilenmektedir. Müzeye giriş 5 tl’dir ve her gün ziyaret edilebilmektedir.
Bina, Cumhuriyetin ilk yıllarında parti binası olarak kullanılmış ve Ulu Önder Atatürk, 4 Şubat 1931 tarihinde Denizli’ye gelişinde burada bir gece misafir edilmiş. 1950 yıllarından sonra Sağlık Bakanlığı’na tahsis edilerek bir süre Verem Savaş Dispanseri olarak hizmet veren bina, 1977 yılında da Kültür Bakanlığı tarafından anıt eser olarak tescil edilerek koruma altına alınmıştır. 1 Şubat 1984 tarihinde müze olarak ziyarete açılan binanın alt katında etnografik eserler sergilenmekte, üst katı ise Atatürk’e ait eserlerin sergilendiği iki odanın dışındaki diğer odalar konak olarak düzenlenmiştir. Müzeye giriş ücretsizdir.
Geçirdiği yangından sonra restore edilen tarihi Balcı Evi Konağı Bez Bebek Müzesi’ne dönüştürülmüş. Emekli öğretmen Zeynep Karaaslan, katı atıklardan yaptığı 500’den fazla bez bebeğin sergilendiği müzede, çocuklar için kukla gösterileri de düzenlenmekte. Müzede hem Türk folklorunu hem de dünya folklorunu tanıdan bebekler bulunuyor. Türkiye’nin ilk bez bebek müzesi olan tematik müze, Denizli’de mutlaka görmeniz gereken yerler arasında.
Denizli’ye ulaşımınızı havayolundan veya karayolundan gerçekleştirebilirsiniz. Denizli uçuşları bulunan “uçak firmaları”nın “ucuz ucak biletlerini” “online bilet” olarak gidiyorum.com'dan temin edebilirsiniz. gidiyorum.com karayolunu tercih edecekler için “otobüs bileti fiyatları”nı da aramanıza olanak sağlıyor. “en ucuz” “otobüs bileti”nizi gidiyorum.com'dan satın alabilirsiniz.
Konaklama yapmayı düşündüğünüz termal oteller ya da kalitesine göre diğer tüm oteller için her bütçeye uygun seçenekler için seyahatiniz öncesinde gidiyorum.com'u ziyaret etmeyi unutmayın!