Görkemli ve yeşillikler içerisinde olduğunu bildiğimiz İrlanda’nın başkenti Dublin, Ülkenin doğu tarafında yer alan Liffey Nehri’nin tam da ağzında yer almakta. Tam bir Viking yerleşim bölgesi olan şehir, Orta Çağ gibi eski tarihten bu yana İrlanda’nın gözbebeği. Konseye bağlı bir şehir olarak dünya üzerinde refah düzeyi en yüksek olan ve buna bağlı olarak da hem yaşamak hem de turistik geziler düzenlemek için en verimli şehirlerden biri. Ee boşuna Avrupa’nın en mutlu şehri seçilmedi ya! Gelin şimdi Paris ve Londra’dan sonra Avrupa’nın en çok ziyaretçi alan şehri Dublin’i keşfe çıkalım.
Şimdi çoğumuzun aklında İrlanda biralarıyla meşhur bir ülke olarak bilinmekte. Bu ün nereden mi geliyor işte size cevabı. Dünyaca ünlü ve alttan mayalanma sistemiyle birçok biradan daha çok ilgi çeken Guiness markasının üretim noktası burası da ondan. Liffey Nehri’nin kenarında yer alan fabrika 1998 yılına kadar imalat için kullanılmıştır. 2000 yılından sonra ise müzeye dönüştürülme kararı alınarak, bu köklü fabrikanın serüveni halka açık bir hale gelmiştir. Müze içerisinde masanıza gelen o biranın nasıl olduğunu anlatan bir yolculuk beklemekte. Biranın nasıl oluşturulduğu, alttan mayalanan bu siyah biranın diğer biralardan farkını ve Guinnes’in sırrını öğrenebileceğiniz bu keyifli müzeyi yaklaşık 17 Euro gibi bir ücretle sabah 9.30 ile akşam 19.00 saatleri arasında keşfedebilirsiniz. Bir bardak bira müesseseden canım hemen telaşlanmayın.
Ortaçağ’dan bu yana merakla dolu bir tarihe sahip olan bir ülkenin olmazsa olmaz müzelerinden biri olan Ulusal Müze’yi gezmeden olmaz. Aynı zamanda Doğa Tarihi Müzesi olarak da bilinen ve farklı mimarisiyle dikkatleri çeken müze 1857 yılından itibaren Ölü Hayvanat Bahçesi olarak bilinir. Viktoryen bir mimariye sahip olan müze İrlanda’nın doğasındaki yaşamakta olan ve yaşamış canlılarının sergilendiği bir müze olma özelliğine sahiptir. Bu özel odaya girmeden önce sizleri tavandaki 20 metre uzunluğundaki dev balina iskeleti karşılayacak. Mimarisiyle, doğal yaşam sergileriyle, arkeolojik kalıntılarıyla ve kentin yaşamını yansıtmasıyla birlikte sizlere ülke hakkında dolu dolu bilgilendirecek. Müzeyi hafta içi 10.00 ile 17.00 arasında hafta sonları da 14.00 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Durun en önemli detayı unuttuk, giriş ücretsiz!
800 yıllık bir mimari yapıdan söz ediyoruz. St. Patricks Katedrali İrlanda’nın en eski ve en büyük yapılarından biri. 1220 yılında başlayıp tam 40 yıl sonra inşa süreci biten bu katedral ilk günkü gibi, aslına özgü bir şekilde korunmaktadır. Katedral içerisindeki ‘canlı taşlar’ isimli bölüm şehrin nabzını tutmuş bir alandır. Dünyaca ünlü Jonathan Swift’in mezarına da ev sahipliği yapmasıyla dünya üzerindeki herkesin ilgisini çekmektedir. İrlanda’nın doğayla döşenmiş bir ülke olduğundan bahsetmiştik, katedralin muhteşem bahçesi de buna dahil! Müzeyi 9.30 ile 17.00 saatleri arasında ziyaret edebilmeniz mümkün.
Bu kadar mimari yapıdan ve tarihten bahsettiğimiz yeter. Biraz da Dublin’in doğal güzelliklerinden konuşalım. Phoenix Park, Avrupa ülkeleri ve şehirleri arasında, şehirde yer alan en büyük park. Bu nasıl mümkün olur demeyin, İrlanda boşu boşuna dünyanın en mutlu Avrupa kenti olmadı sonuçta! Yeşilin her tonunu görebileceğiniz bu huzur verici park içerisinde, hayvanat bahçesi, Cumhurbaşkanlığı resmi binaları yer almaktadır. Aman parkta gezerken sincap dostlarınızı ezmeyiniz!
Yeşile doymak bilmeyen Dublin’de bir diğer park ise St. Stephen’s Green Park. 1880 yılından beri halka açık bir vaziyette olan park, şehrin en meşhur caddesi olan Grafton Caddesi’ne çok yakın. Çeşmelerden tutun da spor yapabileceğiniz yürüyüş parkurlarına kadar sizlere eksiksiz bir huzur fırsatı sunan parka uğrayabilir, gezinize bir süre mola vererek doğanın sesini dinleyebilirsiniz.
İrlandalılar sadece bira içmiyor arkadaşlar öncelikle bunu belirtelim. İrlanda mutfağı Kelt mutfağı ve Fransız mutfağının birleşmesinin en leziz noktasında yer alıyor. Dublin meyve ve sebze ağırlıklı bir mutfağa sahip. Ülkenin kıyı kesiminde ise bu yoğunluk deniz ürünlerine doğru kaymakta. Fakat Dublin halkı için vazgeçilmez bir yiyecek varsa o da patates. Kıyma, patates, et ve sebzelerin birleşiminden oluşan Cottage Pie denemenizi önerdiğimiz ilk lezzetleri. Siz gezginler ülkenizden uzak olduğunuzu belki de ilk anladığınız an, alışık olduğunuz sofraları Avrupa’da bulamıyor oluşunuz. İrlanda mı İrlanda kendi özel kahvaltısıyla sizleri şaşırtacak! Sucuk, sosis, kızarmış domates, yumurta ve tost ekmeği veya isteğe özel sodalı özel ekmekleri ile Türk sofralarını aratmayacak bir kahvaltıya hazır olun. Balık severler için Irish Salmın ve patatesli pırasalı çorba da ek olarak denemenizi önerdiğimiz tatlardan. Yanında da siyah bira daha ne olsun!
Maalesef ki Türkiye üzerinden Dublin’e tek seferde uçuş bulunmuyor. İstanbul’dan cebinize uygun herhangi bir havayolu şirketini kullanıp, aktarma yaparak Dublin’e ulaşmanız mümkün. Şehrin her noktasında hayat tarzınıza ve bir tatilden beklentinize göre şekillendirebileceğiniz çeşitlilikte konaklama noktasına ulaşmanız mümkün.
Dublin-İstanbul arası “tüm uçuşlar” ve “uçak firmalarının” “en ucuz uçak bileti” için aramalarınızın tümünü gidiyorum.com adresinden yapabilir, “kampanyalı uçak biletleri” fırsatlarından faydalanabilirsiniz.
Bütçe ve tercihlerinize uygun otellerin erken rezervasyon fırsatları gidiyorum.com'da sizi bekliyor!