Letonya’nın Eğlence Başkenti Riga

Ticaret merkezi olarak anıldığı kadar eğlenceli festivalleri ve mekanlarıyla da anılan Riga, Baltık Devletleri arasında en lüks şehirlerden biridir. Caddelerinden, mimari yapılarına ve restoranlarının iç dekorasyonlarına kadar görebileceğiniz bu yansımanın üzerine bir de Old Town bölgesiyle ayrı bir tat katmaktadır. Eşsiz mimarisiyle Art Nouveu binaları Unesco tarafından dünya mirası listesinde bile yer almaktadır. Daha ne olsun. Gelin size Riga’ya gitmeniz için sıraladığımız nedenleri bir bir sunalım ki bu yaz nereye gitsek diye düşünme derdinden kurtulun!

Görülmesi Gereken Yerler

Riga Katedrali

Halk arasında Dome Katedrali olarak da bilinen bu görkemli yapı, Daugava Nehri’ne komşudur. Baltık ülkeleri arasındaki en büyük kilise olmakla kalmayıp Orta Çağ’ı simgeleyen bir misyona da sahiptir. 1211 yılında ilk açılışı gerçekleşen katedral günümüzde kadar çok kez tadilat süreci yaşamıştır. Günümüzde ise orijinalliğini kaybederek gelebilmiştir. Kulenin tepesinde horoz şeklinde bir rüzgar gülü dikkatleri çeker. Sovyet işgali sırasında konser salonu olarak kullanılan katedralin başından geçen son tadilat ise 2011 yılında gerçekleştirilmiştir. Bu tadilat sonucunda katedralin çatısı yeniden değiştirilmiş, iç ve dış cephesi de onarılmıştır.

Riga Kalesi

Şehrin hemen hemen her yerinden görülebilen Riga Kalesi, nehir kenarında yer almaktadır. Kalenin köklü bir tarihi vardır. Riga ve Livonya tarikatı arasında geçmiş dönemlerde yaşanan savaşlar sonucunda yapılan bir anlaşma ile kalenin inşasına başlanmıştır. 1330 yıllarında inşa edilen kale, İsveçlilerin eline geçtikten sonra iki kere daha inşa edilmiştir. Kaleye son eklentiler 1641 yılında yapılmıştır. Dikdörtgen bir mimariyle inşa edilmiş yapı, üç katlı bir şekildedir. Çoğu kez inşaat halinde olan yapı bu kötü anılardan bir türlü kurtulamayıp, 2013 yılında çıkan yangın sebebiyle büyük zarar almıştır.

Riga Bourse Sanat Müzesi

Müzenin dış görünüşü bile ayrı bir koleksiyon değerine sahip olan Sanat Müzesi, Letonyalılar tarafından mimari bir anıt olarak görülmekte. 1852-1855 yılları arasında 3 yıllık bir inşaat süreci sonucunda tamamlanan binanın bilinen en yakın geçmişi 1920’li yıllar. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra inşa edilmiş Riga Sanat Müzesi ile birleşip varlığını sürdürmüştür. 90 yıl kadar bu şekilde devam ettikten sonra 2011 yılında şu an bulunan 6 katlı binaya taşınarak ziyaretçilere açık olmaya devam etmektedir. 18-19. Yüzyılları kapsayan koleksiyoncuların yer aldığı müzede aynı zamanda sergi salonları da bulunmakta. Birçok bölümden oluşan binanın en ilgi çeken noktalarından biri de Batı Avrupa porselenlerinin sergilendiği kısım.

Özgürlük Anıtı

Letonya’nın varlığını ve özgürlüğünü simgeleyen Özgürlük Anıtı, Letonya’nın savaşta hayatını kaybeden askerlerini onurlandırmak için inşa ettiği bir yapı. Şehrin bir nevi merkezi olarak görülen Özgürlük Anıtı ve çevresinde her sene belli resmi törenler ve sosyal faaliyetler yürütülmektedir. 42 metrelik anıt granit, traverten ve bakır malzemeleriyle yapılmıştır. Letonya’nın geçmişini anlatan 13 heykelden oluşan yapının ortasında 20 metrelik bir dikilitaş bulunur. Taşın üzerinde 9 metre boyunda özgürlüğü simgeleyen bir heykel vardır. Üzerinde 3 yıldız tutan kadın olarak tasarlanmıştır. 3 yıldız ne demek mi, hemen söyleyelim Letonya’nın Kurzeme, Vidzeme ve Latgale isimli bölgeleri.

Letonya Etnografya Açık Hava Müzesi

Riga’nın merkezine 10 dakika kadar uzakta olan müze, çevresindeki doğal güzellikleriyle, tarihi dokusuyla sizleri bir zaman makinesinin içine sokuyor. Letonya’nın dört bölgesi arasından en çok Kurzeme’nin etkilerinin görüldüğü müze, sizleri modern zamandan uzaklaştırıp eski dönemlere götürüyor. Geçmişte insanların nasıl evlerde yaşadıklarını ne şekilde hayatlarını sürdürdüklerini burada görerek, bir masalın içerisine dalıyorsunuz adeta. Evlerin içerisine girebiliyor ve orada çalışan ustalara neler yaptıklarını sorabiliyorsunuz. Tabii bu da müzeyi sevdiklerinize hediyelik eşya alabileceğiniz en ilgi çekici noktalardan biri haline getiriyor.

Aziz Peter Kilisesi

1209 yılına kadar uzanan tarihiyle ve ihtişamlı mimari yapısıyla gözlerinizi kamaştıracak kilisenin geçmişteki hakimiyet dönemlerine göre 3 ayrı tarihi vardır. Gotik, Romanesk mimari ile Barok dönemi mimarisi hakkında sizleri hayrete uğratan bir güzelliğe sahiptir. 13.yüzyılda ilk bölümünün inşasından sonra 15.yüzyılda eklenen Altar sonrası 17. Yüzyılda kulenin inşasının bitmesiyle bu 3 dönem tamamlanmıştır. Son olarak 1975 yılında ön kısma bir saat yerleştirilerek günümüzdeki halini almıştır. Kulenin 72 metrelik zirvesine asansörle çıkabilir, kartpostal gibi kareler yakalayabilirsiniz.

Riga'da Yeme İçme

Özel karışımlarla hazırlanmış hamurlarıyla yapılmış bir pizzaya ne dersiniz? Riga mutfağının en çok tercih edilen ürünleri arasında yer alan pizza dışında, suşi ve Ermeni yemeği shashlik, Riga restoranlarında karşınıza çıkabilecek en bilinen çeşitlerdir. Balık ürünlerini tercih etmek isteyenler için de geniş bir yelpazeye sahip olan Riga Mutfağı, aynı zamanda Biesu Zupa adlı soğuk pancar çorbasıyla da bilinir. Daha da gelenekselleşmek isterseniz, karabuğdaydan yapılan Griki, Piragi isimli pastırmalı soğanlı yemek ve Frikadelu Zupa isimli köfte çorbasını tatmanızı önerebiliriz. Yemeklerin yanında da Kefirs içerseniz tam bir Rigalı olursunuz.

Ulaşım ve Konaklama

İstanbul ve Antalya lokasyonlarından Riga Havalimanına direkt olarak uçabilirsiniz. 3 saat süren bu yolculuk sonrası da havalimanından Riga şehir merkezine 30 dakikalık bir yolculukla varmanız mümkün. Sizlere tarihi bir masalın içinde kalabilmeniz adına Old Town bölgesinde konaklama önerisinde bulunuyoruz. 15 Dolardan başlayan fiyatlarda keyfinize göre bir konaklama noktası seçebilirsiniz. Şimdi sıra bavulunuza hangi kıyafetleri koyacağınızı seçmekte! Riga - İstanbul arası "tüm uçuşlar” ve "uçak firmalarının” "en ucuz uçak bileti” için aramalarınızın tümünü gidiyorum.com adresinden yapabilir, "kampanyalı uçak biletleri” fırsatlarından faydalanabilirsiniz. Bütçe ve tercihlerinize uygun otellerin erken rezervasyon fırsatları gidiyorum.com'da sizi bekliyor!